Merhaba e-rkinerol Blog takipçileri. Sizlerle bu sefer, küçük başlıklarla farkındalık yazı serimle buluşuyorum. Uzun uzun anlattığımız nice konferans ve webinarlarımız zaten oluyor, olmayada devam edecek.. Yeni yazı serimde bu konseptte ilerleyeceğim. Bakalım beğenecek misin?
Muhteşem İndirimler Başladı.
Yıllardan beri kampanya konusunda e-ticaret kullananların büyük beklentiler halinde özellikle yurtdışından iyice öğrendiği Black friday ve 11-11 gibi özel günlerine hassasiyet derecesini iyi biliyoruz. Peki bu konuda sadece indirimli ürünleri aldırmak konusu dışında yeterince boğucu bir mesaj iletişimi neden yapılır?
Sanırım bunların temel nedeni devasal indirim propagandaların satış kaygıları olabilir mi? Yani yapılan indirimlerin “indirim” kriterleri dışında olması büyük etken diyebilir miyiz? E hal böyle olunca bas bas bağırmak gerekebilir. Bence bunun altında çeşitli psikolojik durumları ele almak gerekir.
Konuya olabildiğince objektif bakarak bir son kullanıcı olarak yorumlamak istedim. Yani herhangibir markanın neyi hedeflediği çokta ilgi alanım değil. Tüketici olarak dakika da bir mesaj gelmesinden, her şarkı arasından, izlediğimiz tv programların tüm reklamlarından, metroda, otobüste görebildiğimiz her alanda bu ileşimden acayip sıkıldık. Daha rahat bir iletişim dileklerimizi buradan iletelim.
Adalıysan, kargo margo yok sana.
Kargo lojistiği konusunda henüz aşamadığımız konulardan biri adalarda yaşayan hatta İzmir gibi bir merkezi alanda, urla’ya dahi 4-5 günde gönderebileceğimiz kargolar hakkında farkındalık yaratmak istiyorum. Geçenlerde katıldığım bir iletişimde, “adalıyım ama internete girmiyorum” demesi beni çok şaşırtmıştı. 4 adanın ki bunun en büyüğü büyük ada 30.000 kişidir, toplamda 72 bin nüfusa kargo gönderemiyoruz. Halbuki internet erişiminde gereken biraz daha deneyimli alt yapı ile neden internet kullanımında ve e-ticaret için ada konusunda taşın altına girmiyoruz? Ya da nüfus yeterince tatmin mi etmiyor?
Hiçbir markanın artısını veya eksisini yazmıyorum. Sadece bir son kullanıcı yorumundan ortak hareket ederek düşüncelerimi aktarmak istedim. Bakalım önümüzdeki günlerde neler göreceğiz.
Para hırsı, Emek Hırsızı.
Yıl 2004
Dünün Televizyon tamircileri bugün internet kafeci oldu derlerdi..
Gerçekten böyle bir süreç yaşadık. Nerede bilgisayarla işi olmayan ama tüplü cihaz tamir eden abilerimiz varsa hepsi ertesi gün internet kafeci oldu.
Google’a girince “eticaret eğitimi” yazıyorsunuz ve 342.000 sonuç çıkıyor. 0.38 saniye içerisinde.
Girişimci meraklı, istekli ve öğrenmek istiyor. Ekonomisine göre seçiyor. Standart başlıkları dinliyor… Sonra tam bir cevap alamadan eğitim hüsranla bitiyor.
E hal böyle olunca şuan en büyük sorunumuzda e-ticaret ile alakası olmayan bir çok firmanın ve kişilerin e-ticaret eğitimi veriyor olma sorunsalı.
Anlatıyor ama ne anlattığını bilmiyor. Başlangıçı nedir, nerede biter.. Kendinden bir haber..
Anlattıkları eğitim başlıklarını yeni nesil öğrenci gruplarımızda dinledikçe tüylerimiz bir ürpermiyor değil. Yapmayın arkadaşlar.. Para hırsı için emek hırsızlığına girmeyelim.
Hepinizi sevgi ile selamlıyorum.
Erkin.