Merhaba e-rkinerolblog takipçileri. Mini özet yazı serime devam ederken şunu aktarmak isterim. Web sitemi ilk kurduğumda tek sorunum içerik konusunda zaman olmamasıydı. Bunu çözmek için en çok zaman harcadığım kısımları netleştirdim. Buna göre en çok zaman toplu taşımada, hiçbir şey yapmayarak geçiriyordum… Haliyle her metro binişlerimde telefondan veya notebooktan yazarak ilerlemeye başladım.. Sonuç olarak bugün yüzlerce trafik, takipçi, artık benimle 🙂 Şuan 25 DK içerisinde bu yazımı yazacağım. Ünalan Metrosundan, Soğanlık metrosu arasında olan bu yazımı bakalım nasıl yorumlayacaksınız 🙂
E-Ticarete Nasıl Başlarım?
Son zamanların en hit sorularından oluşan bu sürece çok kısa cevap vermek isterim. E-Ticarete isteyince girebileceğinizi sanırım hatırlatmama gerek yok. Süreç yönetimi konusunda kendinizi iyi hissettiğiniz an üstelik bedavaya bile kurabileceğiniz e-ticaretler var iken soruyu önce kendimize sormamız gerekecek. Peki işin püf noktası nedir?
E-Ticarette kaçırılmaması gereken en önemli kısım ; Strateji, Plan ve Bütçe yönetimi olacaktır. Bütçesiz iş olamayacak onu yine de aktarmakta fayda var 🙂 Doğru bir strateji sonrasında akılcı bir plan ile e-ticarete ilk başlangıç formülünüz hazır diyebiliriz.
Marketler Neyi Bekliyor?
Getir, banabi, bisu market, Glavo ve benzer markalar, hepimizin en temel gereksinimi olan market ihtiyaçlarını 6-7 dk içerisinde ayağımıza getirirken Hepsiburada, n11 gibi pazaryerinde inanılmaz iyi fiyatlara market ihtiyacımızı yapabiliyoruz. Peki Migros ve carrefour bu işin neden gölgesinde kaldı? Yüzlerce şubesi ve personeli olan bu markalar, birçok il de siparişlerimizi 3 günde teslim ediyor. Halbuki hepsiburada dan aldığım zencefil 24 saat içerisinde bardağıma çoktan girebilmişti.
Büyük oyuncular, şampiyonlar ligi olarak E-ticareti bence benimseyemedi. Süper lig sevdasından vazgeçmek gerekecek.
Girişimci misin? Değil misin?
Mentörlük yaptığım bir çok üniversitemizde karşılaştığım güzel bir yaklaşım, bir nevi tanışma formatı oldu.
- Merhaba girişimci misin?
- Evet 🙂
bir işe başlamadan önce, bu diyalogun çok iyi motive ettiğini düşünüyorum. Dijital çağın güzel mesleği girişimci olmak. Tabi girişememek, girişimden gol yemek gibi zararlı yanları yok değil. Peki burada asıl kaçan mevzu nedir? Gelin kısaca bunu ele alalım.
Girişimci veya startup ya da bir işe girişebilmek için en temel nokta manifestolarınızın olması gerekir. Eğer bu ambians yok ise malesef girişimlerin bir çoğu kepengi açamadan kapatıyor. Manifesto edinmek, temel misyon-vizyon kurgusunu izlemek gerçektende sizi başarıya götürüyor. Hedeflenmeyen, kurgulanmayan veya amacı olmayan, ya kurduk ama yapacağız bir şeyler yaklaşımında sonuçlar pek de istediğimiz gibi çıkmıyor. O zaman şunu hedefleyelim. Girişimciysek eğer, ilk işimiz temel bir manifesto edinmek olsun.
Azıcık aşım, kaygısız başım…
Maliyetler, operasyonel süreçler ve şirketlerin sürdürülebilir yapılarını ele aldığımızda son zamanların en çok görülen trendi sanırım bu oldu. Çevremden edindiğim gözlemlerde küçülme politikaları, eğitimlere ayrılmayan bütçeler, süreçleri daha kısaltan veya şirketlerin ömürlerini kısaltan hamleler. Büyük düşünmeden, büyük oynamadan başaramayacağımızı hatırlatmak isterim. O yüzden büyük suda boğulalım.
2019 ‘u kapatırken..
Sevgili e-rkinerolblog takipçileri. Bu sene de 80’nin üzerinde eğitim,workshop,meetup ve davet alarak beni onure ettiniz. Kendi manifestomda sizlerden aldığım bu destek ile bir şeylerin farkındalığını ortaya koymaya çalışıyorum. Güzel bir eticaret dünyası, güzel bir iletişim kurmak en büyük gayretimdir. 2019 değerlendirmesi için yakın zamanda bir webinar yapacağız. Şimdiden yerinizi ayırtın derim.
Sevgiyle Kalın.
Bu arada geldim 🙂