Sanal Bebek Laneti
Küçücük bir aletin içerisinde 4-5 pixelden meydana gelen “bebeleri” büyüttük. Yemek yedirdik, altını değiştirdik. Yahu bunlar ne ki ! Büyüttük ! Üstelik öldü arkasından yas tuttuk. evimizin bireyi oldu. Sanal sanal olalı böyle bir ilgi görmedi. Merhametin dibiydi.. Baş tacıydı..
Sanal heyecanlara çocukluktan başladık. O zamanlar nerede instagram, nerede “internet fenomenleri” derken, İnternet biraz daha ortalarda görünmeye başlayınca “belki de bu akım İnternet mahirle başladı” , İ kiss you deyiverdi, pek sevdi internet ahalisi.. Yazın google ‘ a internet mahir, fenomen kralıdır.
Sanal gerçeklilik zehrini kuşaklar hemen kapıverdi. Anne-baba jenerasyonu pek mahrum kalmıştı bu süreçte. Fakat bir ters ivme ile evlat jenerasyonuyla aynı hizaya gelince asıl kıyamet çoktan kopmuştu. İnternet ve sanal gerçeklilik kuşak ayırmaksızın hepimizin etrafında kocaman bir örümcek ağı oluvermişti.
Word wide web ‘ in de amacı zaten bu idi fakat, biz konuyu çok farklı anladık.
Sosyal medyayla birlikte ki bu arada en önemli buluş Facebook, yayınlanması ile birlikte, nerede eski eş dost, arkadaş tekrar bağlar kuruldu. Merak edilen geçmişler döküldü. Yeni akımlar türedi, Selfieler çıktı, vay be nerede o eski günler yerine TBT ‘ ler gelecekti. Şuan can alan tüm eylemlerin bir eski geçmişi olacaktı.
Konu anılar değil artık gün ve gün paylaşımlar da ” bugün de sizin adınıza biz utandık ” hali idi.
Görülmemiş kraliyet sofraları, hayatı boyunca 1 kere göreceği ve bir daha dokunamayacağı ama her gün ona sahipmişcesine fotoların paylaşıldığı bir şeyler, bindiği kiralık arabayı baba yadigarı diye yutturmacalar, serumlu fotolar, sünnet operasyonunu canlı paylaşanlar, gizli olmasının daha etik olduğunu öğrendiğimiz “ama yoo ne gerek var canım, şov yapmak varken” kafası ve saçma yapan çeşitli çılgınlıklar..
Bunlar abartı değil, acın bakın sayfalarınıza.
bunların hepsinin altında yatan “fenomenlik” duygusu bu saçma eylemleri yaptırıyor ve bunun farkında olmadan etkisi altında yaşıyoruz. Mutlu olmasanız da, zoraki gülmelere, sahip olmasanız da sahipmiş gibi göstermelere, gitmeseniz de sanki oranın yerlisiymiş gibi davranmalara. Aman like alayım, aman şu beni beğensin, aman şu grup neden beğenmedi olsun. Aranızda muhabbeti dönsün, w.app gruplarında asılıp kesilsin..
Sahte bir poz, sahte hikayeler.. Ya dedikodusu bile sahte kardeşim!
Daha fazla like için asfalta yatan gencin üzerinden tır geçti. Manzaradan foto çekilen arkadaş ekibi, korkuluktan uçtu, yüzlerce metreden parçalandı. Cesetleri bulunamadı bile.. Ateşi çekeyim derken evini yakan oldu, arabada canlı yayın çekerken kaza yaptı hem kendini hem de kocaman aileyi yok etti. Selfie uğruna yavru yunusu bile öldürdüler. Ölüm tiplerine göre artık kategorileşme olup turizm sektöründe her yıl köpek balığı saldırısından ölenlerin rakamını selfie tur bindirerek yıktı geçti.
Hepsinin tek amacı, kendi, sayfasında farklılık yaratabilmekti, dikkat çekebilmekti.
Fotoğraf yanı sıra video ortamlarının da hemen hemen foto çekimi kadar olay olması ve paylaşımında ki sunulan özgürlükler yeni tip fenomenliği ortaya çıkarttı. Üstelik bu işten para bile kazanabiliyorsunuz. Eğer özgün bir video ve size ait ise Youtube size click başına para ödüyor.
Youtube fenomenlerin kazandıklarını duyunca, eline kamera alan, iphonesi olan başladı çatır çatır çekmeye. Pardon çekmeye değil, çatır çatır bir birini öldürmeye başladı. Son haberi duydunuz mutlaka. Amerikalı çift, fenomen olma uğruna, Kitaptan mermi geçer mi ? sorunsalını test etmeye karar vermişler.4-5 yaşında kızları olan ve 2. evlatları da gelecek olan bu aile de “anne” kocasını tek kurşunla öldürüyor. 2 çocuk gelmeden, katil de oluveriyor
Yayın öncesi, “çok tehlikeli bir video” çekeceklerini de iletip ” fikir benim değil kocamın ” diye de not geçiyor… ” Hani ölürse bilin şimdiden öpt.” ……… Çok önemliydi fikrin kimden çıktığı!
Konunun, topluma olan bu ciddi süreçlerini tek tek ele alıp onarmamız gerekiyor. Sanal birliktelikten ziyade daha az İnternetsiz, daha fazla yüz yüze iletişimi tercih ediyor olmaktan başlayabiliriz. Instagram da 25 kare aynı ortamda saniye saniye yediğinizi içtiğinizi değilde, hafta da bir kez olsun yüz yüze görüşerek iletişim kurmak daha sağlıklı olacaktır. Zırt pırt paylaşımlardan sonra insan oğlunun gerçekçiliği kalmıyor ve daha az iletişim kurarak toplumsal kaosa neden oluyoruz. Sonra insanlar neden agresif, neden anlayışsız oluyor.
Bırakın sizi internette beğenmesinler. O gün nereye gittiğinizi bilmeyelim. Biraz özlem, biraz merak, biraz heyecan olsun.
Erkin